
Altan Erol "İyi sporcu, güzel insan" tanımına en çok yakışanlardandır. Belki en iyi oyuncu olamadı ama formasını sahiplenmesi, çalışkanlığı, profesyonelliği, sahaya herşeyini vermesi, fedakarlık isteyen ve belki de istatistiklere geçmeyen alanlardaki öncülüğü, etrafını bu konularda etkilemesi, ilerleyen yaşına rağmen basketbol açısından üzerine koyarak ilerlemesi ile hep istenen ve sevilen adam oldu.
Bahçeşehir Koleji bu sezon kurumsal kimliğine de çok uygun Altan Erol'u kadrosuna kattı. Altan kulübüne aidiyet duygusu ile bağlanan bir oyuncu olarak, kaç yıl sonra olacağı bilinmez, basketbolu Bahçeşehir Koleji'nde bırakırsa kimse şaşırmaz...
Altan Erol konuğumuzdu ve sorularımızı şöyle yanıtladı...
* 15 sezıondur BSL'deyim. Bu süre içinde Bahçeşehir Koleji benim altıncı takımım. Gittiğim kulüplerde en az 2 sene oynadım (Oyak Renault 5, Erdemir 2, Mersin 5, Gaziantep 3, Afyon 2, sene). Aidiyet duygum yüksek, Gaziantep kapanma noktasındayken dahi son ana kadar bekledim, Gaziantep'in lige katılıp katılmayacağı dahi belli değildi. Bahçeşehir'de de şartlar izin verirse basketbolu belki burada bırakırım.
* Büyük bir aile olan, yönetim ve organizasyonu çok ciddi Bahçeşehir Koleji'nde bizi önemli bir dönem bekliyor. Bizleri örnek alacak onbinlerce öğrenciye karşı sorumluluklarınız var. Hem vereceğimiz mücadele, hem sportmence davranışlarımız bizi izleyen öğrencilere iyi örnek oluşturmalı. Hazırlık maçında dahi tribünlerimiz dolmaya başladı. Sahadakiler için dolu tribünler her zaman heyecan vericidir.
* Çok büyük istatistikler yapmadım ama takıma sahip çıkma duygum, yüreğimi sahaya koymam nedeniyle oynadığım kulüplerde devam etmem istendi.
* Yıllardır oynuyorum ama yolum ilk kez İstanbul'a düştü. Daha önce Oyak Renault'daki son senemden sonra Galatasaray istemiş ancak ben daha fazla süre alacağıma inandığım Mersin'i tercih etmiştim daha çok oynarım düşüncesiyle . Nerede oynayabileceğime inanırsam oraya gittim, bu takımlar da Anadolu takımları oldu. Üç sezon önce Acıbadem'den de teklif almıştım.
* Türk oyuncular çok eşit şartlarda mücadele etmiyor, çaylak Amerikalılar'ın gördüğü toleranstan yararlanamıyor olabilir. Ama şikayet etmenin faydası yok, yabancı 1 çalışıyorsa, yerli 3 çalışacak, 5 çalışacak.
* Eskiden oyuncular 2-2,5 ay tatil yapardı. O devir sona erdi ve yazın özellikle bireysel çalışmalar şart hale geldi. Bu sezon ben de yazın Fahri Güler'le çalıştım. Profesyonel bir basketbolcunun tatili 3 haftadan az olmalı ki sezon başladığında, "Topu elime aldım, bomba gibi geldi" demesin.
* Geçen sezon Afyon'da yaşananlar, yabancıların kaçması yerliler için avantaja dönüştü, sorumluluklarımız arttı. Ben de daha fazla top kullandım ve istatistiklerim yukarı çıktı.
* 36 yaşındayım ama kariyer planlamam yok, basketbolculuk bir meslek ama öncelikli olarak sevdiğim işi yapıyorum. Reha Abi oynadıkça bizlerin de oynaması lazım. Sonrasında yine basketbolun içinde olacağım. Takımdaki gençlerle ilgilenmekten çok hoşlanıyorum, alt yapılarda oyuncu yetiştirmeye çalışarak basketbolu bıraktıktan sonra da basketbolun içinde kalmayı düşünüyorum.
Kaynak: BasketFaul